Kayıt Ol

Sitemizdeki birçok özellikten yararlanabilmek için lütfen kayıt olun ve deneyiminizi bir üst seviyeye çıkarın.

Zaten hesabınız var mı? Giriş Yap

Şifremi Unuttum

Şifrenizi kolay bir şekilde buradan sıfırlayıp, yeni şifreniz ile değiştirebilirsiniz.

Şifreyi hatırlıyor musunuz? Giriş Yap
Çerezler!
Deneyiminizi iyileştirebilmek adına çerezleri kullanıyoruz, çerezleri nasıl kullandığımızı öğrenmek için Gizlilik Politikasına bakın.
İçerik Gönder
3 dakika okunma süresi
0 Yorum
311

Soğuk Algınlığı Riskine Karşı Hangi Bitkisel Karışımları Kullanmalıyız?

Soğuk algınlığı, bağışıklık sisteminin herhangi bir virüs veya bakteri ile savaşma sürecinde rezervlerini bu yönde kullanmasından dolayı güçsüz düşme halinin tanımıdır. Çoğunlukla, üst solunum yolları buna refleks verir ve öksürük ve hapşırık gibi semptomların yanı sıra, burun ve geniz akıntısı ve ateş görülmesi de mümkündür. Esasında bu semptomlar birer sorun değil, var olan sorunun tedavisi […]

Soğuk algınlığı, bağışıklık sisteminin herhangi bir virüs veya bakteri ile savaşma sürecinde rezervlerini bu yönde kullanmasından dolayı güçsüz düşme halinin tanımıdır. Çoğunlukla, üst solunum yolları buna refleks verir ve öksürük ve hapşırık gibi semptomların yanı sıra, burun ve geniz akıntısı ve ateş görülmesi de mümkündür. Esasında bu semptomlar birer sorun değil, var olan sorunun tedavisi için geliştirilen birer savunma mekanizmasıdır. Vücut bu yöntemleri kullanarak virüs veya bakterileri dışarı atmaya çalışır.

Çoğu zaman öksürdüğümüzde bunu durdurmaya yönelik çabalarda bulunuruz. Oysa, eğer balgamlı bir öksürük söz konusu ise, öksürerek bu mukoza tabakası ile birlikte bakteriyi vücudumuzdan atmazsak, hastalığın kalıcı biçimde tedavi edilmesini sağlayamayız. Bu nedenle, öksürük dindirmek doğru bir yöntem değildir. Bilakis bu durumlarda balgam söktürücü yöntemlerle balgamın atılmasını sağlamalıyız. Bunun en iyi yolu, bolca ılık su içmek, adaçayı, nane çayı ve/veya okaliptüs çayı içmektir. Bu bitkilerin içinde bulunan etken maddeler balgamın ortaya çıkmasını sağlayacak ve öksürükle iltihaplı balgam atılacaktır.

Öksürüğe benzer biçimde ateş de virüslerle mücadele yöntemidir. Virüs ve bakteriler 40 derecenin üzerinde hayatta kalamaz. Pek çoğu ise 38-39 derece gibi sıcaklıklarda ölürler. Yani ısı yükselmesi aslında bizim için kıymetli bir olgudur. Ancak tabii ki insan vücudu da 39 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda risk altında olduğundan bu durum engellenmelidir. Ateşli soğuk algınlıklarında, düzenli olara ateş ölçülmeli, 39 dereceye kadar yanlıca haricen müdahale edilip, 39 dereceden itibaren hekim kontrolünde ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Ateşin kontrol altında tutulması için, zerdeçal ve zencefil en iyi seçenekler olurken,  Nar suyunun ateşe iyi geldiği belirtilmektedir. Bunların yanında yeşil çay, çay ve kahve de ateşin kontrolüne etki etmektedir.

Soğuk algınlığı durumunda, hiçbir medikal ilacı kendi inisiyatifinizle kullanmayınız. İlaçların neredeyse hiç birisi hastalığı tedavi etmez. Pek çoğu hastalığın tedavisi için gerekli olan unsurların engellenmesini sağlar. Örneğin gereksiz parasetamol kullanımı, gribi iyileştirmek bir yana dursun, tedavi sürecini uzatabilir. Bunun yerine, tüm yeşil yapraklı bitkileri çay halinde tüketebilir, nane limon karışımı, ıhlamur, papatya çayı, adaçayı, zencefil ve tarçın çayları ile bağışıklık sistemimizin güçlenmesini sağlayabiliriz.

Yorumlar

Hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?
beforeafter